İstanbul’da gazetelerin genel yayın yönetmenleriyle biraraya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Paralel devleti kabul etmeyiz, kimse kabul etmez” dedi. HSYK düzenlemesiyle ilgili yaşanan krizin demokrasiyi güçlendireceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, HSYK ile ilgili tekliflerini şöyle açıkladı: “HSYK ikiye bölünsün. Savcı ve avukat aynı düzeyde olsun. Hakimler seçimle gelsinler. Parlamento da seçebilmeli ama ilk seçimler yargıdan gelmeli. Parlamento 5’de 3 ile seçebilmeli.”
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun görüşleri özetle şöyle oluştu:
‘Paralel Devlet’ kanıtlansın
- Paralel devlet: “Kuvvetler ayrılığı çöktü. Demokrasi açısından önemli bir noktadayız. Biz Paralel Devlet kabul etmeyiz, kimse etmez. Ama bugün çete dediklerini daha dün, ‘Ne istediniz de vermedik’ diyordu. Yolsuzluğun tamamen hükümete karşı yapıldığına emin değilim. Neden? Çok ciddi bir ihbar dilekçesi gidiyor. Savcı bunu ciddiye alırsa ön çalışma yapar ve sonuçta düğmeye basar. Gördüğümüz bu. İktidara karşı yapıldı demek için, suçsuz kişilere karşı yapıldığını düşünmemiz lazım. Ama suçsuz değil. Bir olumsuzluğu hukukun içinde kalarak düzeltebilirsiniz. Hukuksuz iş yaparsanız siz de sorunun bir parçası olursunuz. Yolsuzluk çıktıktan sonra bu bir darbe deniyorsa, kusura bakmasın ayakkabı kutusunda parayı açıklaması lazım. Bizim muhatabımız siyasi iktidardır. Paralel devletle mücadele tasarısı getirirse, biz karşı çıkarsak ayrı. Varsa Paralel Devlet getirsin kanıtları, kanıtlasın.”
Kürt sorununu çözmeliyiz
- Cemaati nasıl tanımlıyor? “Aynı inanç grubundan insanların bir araya gelip kendi dünyasını zenginleştirmesi olarak görüyoruz. Ama marjımız var: İnanç siyasete alet edilmemeli. Cemaatle özel bir ilşkimiz yok.”
- Operasyonlar: “Sağlıklı işleyen bir yargı sürecinin sonucu. Demokrasi mücadelesi veriyoruz.
6 gündür komisyonda bunun mücadelesini veriyoruz. Yargının üzerine gölge düşmesin istiyoruz.”
- Kürt Sorunu ve Öcalan: ”Biz iktidara geldiğimizde bu sorunun çözümü için çaba gösteririz. Parlamentoda da komisyon kurulması için çaba harcarız.”
BU YAŞANANLAR ÜLKEYE KATKI YAPSIN
“Bu krizin demokrasiye katkı yapmasını istiyoruz. Eğer HSYK bu haliyle çıkarsa, sorun üyesi olduğumuz birlikleri de etkilediği için, oradan da tepki gelecek. Venedik Komisyonu, AB Komiseri. Ciddi bir mücadele vermemiz gerekiyor. Ama sadece parlamento çatısı altında yapmak mümkün değil. Siz de yazıyorsunuz. Duyuluyor ama iktidar kulaklarını tıkıyor. Sistemi güçlendirmemiz gerekiyor. CHP bir çıkış yolu arıyor. Demokrasiyi güçlendirecek bir çıkış yolu arıyor. Anayasada bir değişiklik yaparak, yargı güvenliğini daha güçlendirmeye çalışıyor.”
Siyasi Partiler Yasası değişmeli
“HSYK görüşülüyor, teklifi gönderen de, ‘Anayasanın 138’inci maddesi çökmüştür’ diyen de Cemil Çiçek. Sayın Çiçek ne yapıyor? Demokrasi onun da sorunu değil mi? Yasama yürütmenin arka bahçesi haline geldi. Sebebi de Siyasi Partiler Yasası. Kenan Evren ve arkadaşları bu Siyasi Partiler Yasası ile ülkeye ihanet etmişlerdir. Biz gelin darbe hukukundan vaz geçelim dedik. Siyasi Partiler Yasası değişmeden bu değişmez.”
Seçim ısrarının yararı yok
“Biz çıkıp erken seçim olsun desek, kim karar verecek? Güç yoğunlaşması var. Güç orada. CHP olarak bizim seçim ısrarımızın yararı da sonucu da olacağını sanmıyorum”
HSYK KRİZİNİ İKİLİ YAPI ÇÖZER
- HSYK’ya RTÜK modeli: “Hakimin göğsünde parti rozeti olmaz. Bir tarafta 300, diğer tarafta 130. Gücümüz belli. Kaba kuvvetle kesmeye çalışıyorlar. Demokrasi hepimizin ortak sorunu. Öyle olmak zorunda. Bir alanda güç yoğunlaşması var. CHP neden muhalefet etmiyor deniyor. Ne yapalım? Miting yapıyoruz, basın toplantısı, toplantı, mecliste muhalefet ediyoruz. Başka ne yapabiliriz. Üniversiteler susuyor. Yargıç hakkında soruşturma, teftiş kurulu vs. bütün yetkiler bakana veriliyor. ‘Ben istediğimi yaparım’ diyor. HSYK düzenlemesiyle ilgili kriz demokrasiyi güçlendirir ama çözümü için 2 ön koşulumuz var. Bu tekifi geri çekin, var olan soruşturmalara müdahale etmesin kimse.
Önerimiz şu: HSYK ikiye bölünsün. Savcı ve avukat aynı düzeyde olsun. Hakimler seçimle gelsinler. Parlamento da seçebilmeli ama ilk seçimler yargıdan gelmeli. Parlamento 5’de
3 ile seçebilmeli. Bu sayede uzlaşma zorunlu olmalı. Kesinlikte liyakat gözetilmeli. Anayasa Komisyonunda anlaştığımız metinde bu var.”
Demokrasimizi korumalıyız
- 17 Aralık operasyonu: “1960 öncesi büyük benzerlikler olduğu açık. Ben askerlerin kalkıp da darbe yapacağına inanmıyorum. Doğru da değil. Hepimizin karşı çıkması lazım. Vesayet ise demokrasiyi kullanarak... O oluyor. Darbeye şiddetle karşı çıkarız. Biz kendi demokrasimizi mücadele ederek güçlendirmek zorundayız. Başka bir iradenin gelip demokrasimizi güçlendirmeye çalışmasını istemeyiz.”
(Star)