Medipol Mega Üniversite Hastanesi Hematoloji Bölümü'nden Dr. Öğr. Üyesi Aliihsan Gemici, halsizlik, baş dönmesi, çok uyuma eğilimi, kulak çınlaması gibi anemi ile benzer belirtilerle baş gösteren kan fazlalığının tedavisinde geç kalınmaması gerektiğini belirterek, "Tıpta polisitemi olarak geçen hastalık tedavi edilmezse kan kanseri, kalp ve damar hastalıkları başta olmak üzere ciddi sorunlara yol açıyor." ifadesini kullandı.
Medipol Mega Üniversite Hastanesi'nden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Gemici, kan fazlalığı (polisitemi) rahatsızlığına ilişkin bilgi verdi.
Polisiteminin "kemik iliğinde kırmızı kan hücrelerinin aşırı üretimi sonucunda kanda kırmızı küre sayısının artışı" olarak tanımlandığını aktaran Gemici, "Kan eksikliği, yani anemide olduğu gibi polisitemide de erken teşhis doğru tedavi hastanın yaşam kalitesini düzenliyor ve olası hastalıklardan koruyor. Bu nedenle rutin kan tahlillerinin yaptırmayı adet haline getirmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Kan fazlalığının belirtilerini sıralayan Gemici, baş ağrısı, baş dönmesi, kulak çınlaması, görme bozuklukları, dalak büyümesine bağlı karnın sol üst tarafında ağrı, erken doyma hissi, kanama, halsizlik, kilo kaybı, tansiyon yüksekliği, kırmızı yüz, fazla uyku isteği, özellikle sıcak banyo sonrası kaşıntı, parmak uçlarında ağrılı, kızarık ve şişliklerin hastalarda görülen sık şikayetler olduğunu bildirdi.
Erkeklerde hematokritin seviyesinin yüzde 60, kadınlarda yüzde 56'nın üzerinde olmasının gerçek polisitemiyi gösterdiğini belirten Gemici, "Plazma hacminde azalmaya yol açan durumlardan azalmış sıvı alımı, aşırı terleme, aşırı kusma veya ishal, ağır yanıklar göreceli polisitemiye neden olabilir. Gerçek polisitemi olduğu kanıtlanan kişilerde bunun kemik iliği kaynaklı mı (primer), yoksa başka nedenlere mi bağlı olduğu (sekonder) araştırılmalıdır. Uygun tedavinin verilebilmesi için gerçek polisitemi saptanan hastalarda bu ayrımın iyi yapılması önemlidir." değerlendirmesinde bulundu.
- "Kaynağında akciğer sorunları yatabilir"
Dr. Öğr. Üyesi Aliihsan Gemici, kişide sekonder, yani dolaylı yoldan polisitemiye yol açan hastalıkların uygun şekilde tedavi edilmesi gerektiğini aktararak, şunları kaydetti:
"Dokulara giden oksijen miktarında azalmaya neden olabilecek süreğen akciğer hastalıkları ve bazı kalp hastalıkları, böbreklerden kırmızı küre üretimi için uyarıyı yapan hormonun (eritropoietin, EPO) salgılanmasına yol açarak sekonder polisitemiye neden olabilir. Bazı böbrek hastalıklarında ve bazı kanser tiplerinde eritropoietin düzeyinde artış sonucu sekonder polisitemi gelişebilir. Kemik iliğinde alyuvarların başka bir nedenden bağımsız olarak aşırı yapılması ile kendini gösteren hastalığa 'polisitemia vera' adı veriliyor. Erkeklerde kadınlara göre biraz daha sık görülen hastalığın ortalama tanı yaşı 60'tır. Risk faktörleri arasında radyasyon, bazı kimyasal maddeler sayılabilir."
- "Damar tıkanıklıklarına sebep olabilir"
Aliihsan Gemici, tedavinin amacının kan yoğunluğunu azaltarak gelişebilecek istenmeyen durumları önlemek olduğunu vurguladı.
Gemici, "Hasta bir kan hastalıkları uzmanı hematolog tarafından izlenmelidir. Hastalardan belli aralıklarla kan alınarak (flebotomi) kırmızı küre sayısı kontrol altında tutulur. Alınan bu kan başkasında kullanılmaz. Kan sulandırıcı ilaçlar verilir. Polisitemi vera tedavisinde hastanın riskine göre kullanılabilecek başka ilaçlar bulunmaktadır. Ortalama yaşam süresi uzun bir hastalıktır. Kan akışkanlığındaki azalmaya bağlı olarak gelişen damar tıkanıklıkları en önemli ölüm sebebidir. Hematokritin normal sınırlarda tutulmasıyla bu risk azalır. Uzun dönemde kemik iliğinde fibrozis (bağ dokusu) gelişebilir. Nadiren hastalık akut kan kanserine dönüşebilir." değerlendirmesinde bulundu.