Artvin Gürcü Kiliseleri Yazı Dizisi boyunca Doğu Karadeniz'den Doğu Anadolu'ya ilerleyeceğiz. öncelikle Dolishane Kilisesi, Tibeti Kilisesi, Barhal Kilisesi, Öşk Vank Manastırı, İşhan Manastırı, Bana Katedrali, Opiza ve Porta Manastırı gibi tarihi emanetleri gezerken vereceğimiz özel rotaların ve ipuçlarının da sizlere çok yardımcı olacağını umuyoruz.
Her yıl binlerce Doğa ve Tarih aşığının ziyaret ettiği Gürcü Kiliseleri belkide Türkiyenin en bakir doğasında siz konuklarını bekliyor. Ayrıca önemli bir hatırlatma olarak belirtmeliyiz ki, vereceğimiz gezi notlarıyla yapacağınız yolculuk için profesyonel bir destek almak isterseniz mutlaka ilk adresiniz seyahat acentaları olmalıdır.
Bölüm 1 : Artvin Şehir Merkezi – Dolishane Kilisesi – Tibeti Kilisesi – Şavşat Karagöl
İlk önce Artvine ulaşmamız gerekiyor, Dolayısıyla ya, Trabzon yada Hopa Havalimanı’ndan araç kiralayarak Artvine ulaşabilirsiniz. Hopa ( Batum ) Havalimanı Artvin’e 70 km. Çoruh vadisinin güneyinde yer alan Balıklı Dağı, Sadece Cankurtaran geçidi ile geçit vermektedir. Hopa'dan Arvin’e doğru tırmanırken 690 metre rakımlı Cankurtaran geçidinden Hopa’ya, Karadeniz’e ve Çoruh vadisine kadar görülen manzara harika, burada manzara fotoğraflarımızı aldıktan sonra Çoruh nehri kenarında kurulmuş olan Borçka ilçesini takip ederek gezimizi sürdürüyoruz. Buradan gidilebilecek Maçahel (Camili) ,Borçka Karagölve Muratlıyı ilerleyen yazılarımızda anlatacağız. Borçka’nın içerisinden akan ırmağa Evliya çelebi Cey-u Ruh( ruh ırmağı) diyor. Çoruh nehri üzerine enerji üretmek amacı ile 1998 – 2005 yılları arasında inşa edilmiş Borçka Barajı ve Hidroelektrik Santralini görüyoruz ve yolculuğumuz sonrası dağlık bir alanda Çoruh Vadisinin sol yamacında meyilli bir arazide kurulmuş Artvin şehir merkezine ulaşıyoruz. Manzara o kadar enteresan ki,normalde kentleri korumak için yapılan kaleler kentin ulaşılması en güç noktasına, bir tepe üzerine inşa edilir. Oysa artvinde kale kentin en alt kısmında, nasıl bir manzarayla karşılacağınızı bir nebze hayal ettiğinizi umarak yazmaya devam ediyorum. Tabi yazmak kolay onca yol geldiniz, Karnımızın açıktığını hissediyor gibiyiz. 1847 yılında yapılmış Artvin Kültür Evinde yöresel yemeklerin tadına varabilirsiniz (Nuray Hanım sizlere mevsim yemeklerini, siloru sunacak). Boğa güreşleriyle ünlü Kafkasör Yaylası’da Artvin Şehir merkezine çok yakın fakat bu yazımızın konusu gürcü kiliseleri dolayısıyla yolcu yolunda gerek.
Yemek sonrası merkez ilçeye bağlı Hamalı Köyünde bulunan Artvin – Şavşat karayolunun Berta Köprüsü mevkiinden kuzeybatı yönüne doğru 6km yol ile gideceğimiz Dolishane Kilisesi’sine giderken yanınıza mutlaka termosla sıcak birşeyler almalısınız. 207 m yüksekliği ile bu güne kadar Türkiye’de inşa edilmiş en yüksek beton barajı olan Deriner Barajı'nın güzel bir manzarası eşliğinde çay ve kahve keyfi için bizlere teşekkür edeceksiniz. Ardından Kilise’ye doğru yolumuza devam ediyoruz. Deriner Barajının güzel manzarasını takip ederek Dolishane Kilise’sine ulaşıyoruz. Tarihi kaynaklarda Dolishan, Dolis – Kana yada ‘’iri taş ovası’’ anlamındaki Lodis – Kana adıyla anılmakta olan Kilisenin Gürcü Kralı Bagrat (937 – 954 ) tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir. 14. Yüzyıla kadar işlevini sürdüren Manastır Kilisesi 16. Yüzyılda güney haç kolu duvarına bir mihrap eklenerek cami olarak kullanılmaya başlanmıştır. 2002 yılında köye yeni bir caminin yapılması ile birlikte kaderine terk edilmiştir.
Dolishane Kilisesi gezimiz sonrası Artvin – Ardahan yolunu takip ederek 45 km sonra göreceğimiz Şavşat Kalesi yanından sola dönüyoruz. 11 km sürecek olan Cevizli Köyüne yapacağımız yolculukla Karagöl – Sahara Milli Parkı'na da girmiş bulunuyoruz. İçinden geçeceğimiz köyler ve Ladin ve Göknar ağaçlarının manzarası harika , içinize yağlı boyadan yapılmış labirent tablonun içerisindeymiş hissi uyandıracak. Cevizli Köyüne ulaştığımızda Tibeti Kilisesi karşımıza çıkıyor. Yazılı kaynaklara göre 899 – 914 yılları arasında bölgeye hakim olan Bagratlı Prenslerinden Aşot Koukhi döneminde yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Bölgenin İslamlaşması ile birlikte 1889 yılına kadar Cami olarak kullanılan Kilise 1953 yılında kubbesi ile birlikte batı bölümünün tamamen yıkılması ile birlikte kaderine terk edilmiştir. Bugün kü yorgunluğumuzu atmak ve kendimize bir ödül vermenin zamanı geldiğini düşünmekteyim. 21 km ilerimizde bulunan ve yaklaşık 30 dakika sürecek yolculuğumuz sonrası Ladin, Göknar ve Çam ormanları ile çevrili çöküntü sonrası oluşmuş derinliği ortalama 30 m olan ve Aynalı Sazan, Bıyıklı Sazan ve Japon Balıkları ile ülkemizin en doğal akvaryumu olan Şavşat Karagöl’de tamamen bu muhteşem manzarası eşliğinde büyüleneceğinizi umuyorum. Akşam Karagöl’de konaklayabilirsiniz. ( İdris Bey) Şavşat merkezde konaklamayı düşünenlere ise Şavşat Yeşil Vadi Oteli önerebilirim ( Atanur Bey)
İyi tatiller ve bol bol gezmeler dileriz.
Yazının Devamı: Anadolu Gürcü Kiliseleri Bölüm 2
atilla@webajansi.com.tr
Kaynak: Ferda Aydar