Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nın girişinde annesini ve yanındaki koruma polisini öldüren, özel güvenlik görevlisini de yaralayan Dursun Zehir ile oğlunu azmettirdiği iddia edilen baba Hızır Zehir'in yargılanmasına devam edildi. Dursun Zehir'in olaydan hemen sonra 'Annemi öldürdüm çok mutluyum' dediği iddia öğrenildi.
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Dursun Zehir ile babası Hızır Zehir katıldı. Olayda yaralanan özel güvenlik görevlisi Mehmet Zengin ile taraf avukatlarının da hazır bulunduğu duruşmayı, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı avukatları da izledi.
Duruşmada mağdur müşteki olarak dinlenilen özel güvenlik görevlisi Mehmet Zengin, kendisini silahla yaraladığı iddia edilen Dursun Zehir'den şikayetçi olduğunu belirterek, "Görevdeyken saat 11.00 sıralarında silah sesleri duydum. Ateş eden şahsı görmedim. Kolon vardı, kolonun arkasına saklandığım sırada da yaralandım" dedi.
Tanıkların ifadeleri
Tanık olarak dinlenilen polis memuru Arif Birol da silah seslerini torpil sesi sandığını ve silah kullanıldığını barut dumanından anladığını ifade etti. Tanık Birol, "Duvarı siper edip silahımı çektim ve doğrulttum. Şüpheli silahını yere bıraktı. Yakalayıp karakola götürürken 'kim o?' diye sordum. Bana, 'Annemdi, abi çok mutluyum' dedi. O sırada dudakları titriyordu" diye konuştu.
Dinlenilen tanıklardan sanık Hızır Zehir'in kız kardeşi Birsen Bir ise olayı televizyondan duyduktan sonra ağabeyini aradığını belirterek, "Ona doğru olup olmadığını sordum. Bana, 'Dursun 3 kişiyi vurdu' dedi. Olaydan bir saat sonra evime geldi. Çok kötüydü, ağlıyordu. Eşinin de vurulmasına üzüldü. 'Teslim ol' dedim, 'şimdi şokta olduğunu daha sonra teslim olacağını' söyledi ve gitti. Ağabeyimin yengemi tehdit ettiğini bilmiyorum, aralarındaki mahkemeyi de bilmiyorum" beyanında bulundu.
13 yaşındaki çocuğun gözyaşları
Duruşmaya tanık olarak çağrılan ve pedagog eşliğinde salona giren, öldürülen Hanime Arslan'ın 13 yaşındaki oğlu M. S. Zehir'in ağlaması üzerine mahkeme heyeti başkanı Osman Hancıoğlu, çocuğa, "Burası mahkeme salonu, korkutucu bir yer değil. Rahat rahat anlatabilirsin" dedi.
Konuşmaya başlayan M.S. Zehir, olaydan 1,5 ay önce Rize'den geldiklerini ve olay günü babası ve ağabeyiyle adliyeye uğradıklarını belirterek, şunları söyledi:
"Olay günü abimde silahı görmedim. Daha önce de hiç görmemiştim. Abim asker kaçağı olduğu için adliyeye girmedi. Babamla adliyeye girdik. Duruşmayı beklerken annemi gördüm ama konuşmadım. Beni yurda bıraktığı için ona kızgındım. Babam da annemi görünce abimi aradı. Annemin çok zayıfladığını, ona bir şey yapmamasını, en sevdiğinin üzerine yemin verdirerek tartışma çıkarmamasını istedi. Çünkü annem abimi mahkemeye verdiği için ona kızgındı. Duruşma çıkışı adliyenin kapısına geldik, abimi alacaktık. Kapıları karıştırdığımız için yanlış kapıya gitmişiz. O sırada bir kargaşa gördük. Kargaşanın olduğu yere geldiğimizde olayı öğrendik. Önce dayılarımın abimi vurduğunu sandık. Sonra polisler babama, 'oğlun yaptı' dedi, babam ağlamaya başladı. Ben annemi ve polis memurunu görmedim. Mahkeme bittikten sonra dayılarım bize zarar verir diye gittik hemen. Babam suçsuz hakim amca."
Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, olayda hayatını kaybeden Hanime Arslan'ın ve polis memuru Emrah Taşdemir'in ailesinin davaya katılma talebini kabul ederken, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı'nın davaya katılma talebini ise reddetti.
Ceza ehliyetinin olup olmadığının tespit edilmesi için sanık Dursun Zehir'in Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'na sevk edilmesine hükmeden heyet, iki sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
Olayın geçmişi
Boşandığı eşi Hızır Zehir'e açtığı tehdit ve hakaret davasına katılmak için 11 Mart'ta koruma polisiyle Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na giden 43 yaşındaki Hanime Arslan, duruşma çıkışında oğlu Dursun Zehir tarafından silahla vurulmuştu. Koruma polisi Emrah Taşdemir ile özel güvenlik görevlisi Mehmet Zengin'i de vuran Zehir, yakalanarak tutuklanmıştı. Hanime Arslan olay yerinde hayatını kaybederken, Taşdemir kaldırıldığı hastanede şehit olmuş, yaralanan özel güvenlik görevlisi de hastanede tedavi altına alınmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Hanime Arslan ve koruma polisini öldüren, özel güvenlik görevlisini de yaralayan sanık Dursun Zehir hakkında, 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 18 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
İddianamede, sanık Hızır Zehir'in de 'öldürmeye azmettirmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.