Üniversite öğrencilerinin kızlı erkekli aynı evde yaşamasına yönelik Başbakan'ın sözlerine bir baba olarak Reha Muhtar'dan itiraz geldi.
Vatan Gazetesi yazarı Muhtar 'dobra' olarak yazdığı yazısında 'kızlarının ya da oğlunun karma olarak aynı evde yaşamasını istemediğini" de itiraf etti.
Muhtar'ın Başbakan'a karşı durduğu nokta ise 'devletin kızlarının namusundan' sorumlu olmaya kalkması.
KARMA EVE RIZA GÖSTERİR MİYİM?
İşte 2 kız 1 oğlun babası olan Reha Muhtar'ın hissettikleri;
"Kızlarım var...
Bir babayım...
Muhtemelen üniversiteye gidecekler...
İçimden;
- “Acaba?..” diyorum,
- “Kızlarım üniversitede okurken, erkeklerle karma düzende aynı evde kalsalar buna gönül rahatlığıyla ‘evet’ der miyim, rıza gösterir miyim?..”
AYNI EVDE YAŞASINLAR İSTEMEM
Ben eğer Amerika veya Avrupa’da istisnai bir kültürel çevre söz konusu değilse, böyle bir uygulamadan “Rahatsız olurum... Maraza çıkarmaya her an müsait bir duygu dehlizinde kaybolurum...”
Ne kızlarımın, ne oğlumun “Amerika’da veya Avrupa’da istisnai bir üniversitenin kültürel çerçevesi içinde bulunmuyorlarsa, aynı evde kız erkek beraber kalmalarını” arzulamam...
Özel bir kişiyle ilişkileri varsa başka bir konu;
BENİM ENDİŞEMDEN OY TAHVİL EDİLİYOR
Muhtemeldir ki iktidar da “benim kızlarımla ilgili endişe dolu tercihimden güç almakta” onun üzerinden sempatiye ve oya tahvil edilecek bir süreç başlatmakta...
Çocuklar konusunda koruyucu ve hassas olan Başbakan; “bu konuda duygusal olarak rahat ve net...”
Onu anlıyorum...
Her şeye rağmen ben de bir şeyin bilinmesini istiyorum;
Çocuklarımın eğitimi, onların insanlığı, adam gibi adam, kadın gibi kadın olmaları, bir ebeveyn olarak benim görevim...
(...) KİMSE BENİM ÇOCUĞUMU VALİYE ŞİKAYET EDEMEZ
Ne var ki kimse kusura bakmasın “Ben çocuklarımı valiye şikayet edecek bir sürece ‘evet’ diyemeyeceğim...”
O benim çocuğum...
O benim kızım...
Onu sokakta bulmadım ben...
O benim sorumluluğum...
Kendi kızımın namusunu “devletle paylaşamam...”
Hiç arzu etmem ama, onu “aynı evde erkek arkadaşlarıyla kaldı” diye komşu şikayetlerine maruz bırakıp, sorgulatamam...
18 yaşında kızlarımın namusunu “komşu şikayetlerine meze ettiremem...”